CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, grup toplantısının neredeyse tamamında hükümetin dış politikasını, özellikle de Suriye politikasını eleştirdi. Kılıçdaroğlu, "Bağırıyorlar ya ey ABD, Rusya, AB. Güzel kardeşim duvara bağırıyorsun. Çünkü kimse seni dinlemiyor, adam yerine koymuyor. Türkiye'yi şamar oğlanı yaptılar. Kabile reisleri bile tehdit ediyor. Bir de millilikten bahsediyor. Sana ne İhvan'dan? Sana ne Vahabilikten?" dedi. Kılıçdaroğlu konuşmasında şunları söyledi:
"Beraber tatil yapıyordunuz Bodrum'da"
"Arabada gelirken sayın Davutoğlu’nu dinledim. Biz milliyiz diyor. Milli muhalefete ihtiyacımız var diyor. Milli demek ülkesinin çıkarlarının arkasında olmak demektir. Milli olmak Türkiye’yi pazarlamak ve dünyadan soyutlamak değildir. Bu milli hükümte soruyorum: durup dururken kardeşim dediğin Esad’a neden saldırdın. Beraber tatil yapıyordunuz Bodrum'da.
7 Haziran seçimlerinden sonra “Bizi tek başına iktidara getirin şehit gelmesin” dediler. Tarihin en yoğun şehit sayısı var. Terör örgütü şehirleri silah deposuna getirirken valilere “Aman ha dokunmayın” diyen iktidar milli olabilir mi?
Herkes Türkiye’yi savaşa sokmak istiyor. Bunlar da teşne. Kendi çocuklarını gönderecek misin?
Biz milliyetçiliğimizi Kıbrıs’ın Beşparmak dağlarına yazmışız.
17 Eylül 2009. Suriye’de oturup anlaşma imzaladılar. Yüksek işbirliği anlaşması. Biz hiçbir zaman neden bunu yapıyorsunuz demedik. Ülkemizin çıkarları söz konusu. Mısır’la Libya ile, İsrail ile, herkesle…
Siz iyi şeyler yaptığınızda her zaman yanımızda oldu. Şimdi test etmeye hakkınız yok.. “Komşularla sıfır sorun dediler” Hiç itiraz ettik mi ? Antep’ten Hatay’a gittim. Bütün oteller doluydu. Bu politikanın sürdürülmesi gerektiğini ısrarla söyledik."
"Ortadoğu ile ilgili karar alacaksan Ortadoğu’nun yakın tarihini bileceksin"
"Durup dururken Esad ile kavga ettiler. “Sen neden İhvancıları kabul etmiyorsun?” Panislamizm ile ortaya çıktılar. “İslam alemini biz yöneteceğiz” dediler.
Ortadoğu bataklık dedik. Ortadoğu'ya silah gönderdiler. Ne kadar cihatçı varsa geçirdiler. “Yapmayın. Başka ülkelerin iç işlerine karışmayın” dedik. IŞİD 70 ilden militan toplamaya başladı. Vahabilik aldı başını gitti. Kadınların çocukların başı kesildi. “Suriye’de kan aksın, yeter ki Esad gitsin.” Buna milli politika diyorlar, bu gayrımilli bir politikadır.
Suriye’de Kürtler var, Türkmenler var, Araplar var. Hepsinin akrabası var bizde. Ortadoğu ile ilgili karar alacaksan Ortadoğu’nun yakın tarihini bileceksin.
Sayın Davutoğlu’na sesleniyorum. Zeytindağı kitabını oku. Ortadoğu bataklığı bütün ayrıntıları ile vardır orada. Bakın örnek vereyim Atatürk nerede çarpıştı? Libya’da, Suriye’de, Filistin’de. İnönü de bir Osmanlı paşası olarak Yemen'deydi. Onlar boşuna mı Ortadoğu konusunda bu uyarıları yaptılar?
Atatürk, 1921’de TBMM’de şu konuşmayı yaptı. Şunları söyledi: “Panislamizm’i ben şöyle anlıyorum, bizim milletimiz ve hükümetimiz bütün dindaşların mutlu ve refah içinde yaşamasını ister. Dindaşlarımızın oluşturduğu sosyal heyetin bağımsız yaşamasını isterim. Bütün İslam dünyasının refah ve mutluluğu bizim refah ve mutluluğumuz kadar önemlidir ve bununla çok ilgiliyiz. Fakat efendiler bu toplumun bir imparatorluk şeklinde tek bir noktadan yönetmek istiyorsak bu bir hayaldir. İlme mantığa ve fenne aykırı bir şey”
Yemen’i Libya’yı Filistin’i Suriye’yi bilen Gazi Mustafa Kemal söylüyor. Vahabiliği aldılar. Vahabilikle en ciddi mücadeleyi yapan Osmanlılardır. “Güzel dinizmizi kirlettiler” derler Vahabilik için."
"Güzel kardeşim duvara bağırıyorsun"
"Suriye’de kaybedenler; bir Türkiye, iki Türkmenler, üç sivil halk...
Ne Bayır’ı kaldı ne bucağı. Hâlâ dünyadan haberi yok bunların. Ölen her kadının, çocuğun günahı ve vebali bunların üstündedir.
6-7 milyon Suriyeli kendi ülkesinde yer değiştirdi. 4 milyonu başka ülkeye gitti. Çoluk çocuk Akdeniz sularında boğuldu. Bunun sorumlusu kim? Bunu soracaksın kendine. Onlar Müslüman değil mi? Müslüman kanı akıtmak ne zamandan beri Türkiye Cumhuriyeti’nin işi oldu?
'Evet alnınızda enayi yazıyor'
Bağırıyorlar ya 'Ey ABD, Rusya, AB..." Güzel kardeşim duvara bağırıyorsun. Çünkü kimse seni dinlemiyor, adam yerine koymuyor. 'Alnımızda enayi mi yazıyor' diyor. Aynen enayi yazıyor.
Şimdi niye kızıyorlar, biliyor musunuz? “Türkiye’yi mülteci kampı yapın, size 3 milyar verelim” dediler, bunlar atladı. Şimdi “Proje yapın, parayı verelim” diyorlar.
Dış politika efelenme alanı değildir. Sen 3 adım sonrasını göremiyorsan dış politikayı belirleyemezsin. AKP’ye bir vatansever olarak uyarım: Suriye politikasını 180 derece değiştirmelisin. Suriye topraklarına artık silah göndermeyin. Türkiye-Rusya ilişkilerinde gergin bir ortama izin vermeyin.
Angajman kuralları gereği hükümetin yanında durduk. Türkiye’nin çıkarı milli menfaattir.
"Daha dün terörle aynı masadaydın"
"Mısır’daki darbeye taraf oldular. İki emekli büyükelçimizi Mısır’a gönderdik. Sonra asıp kestiler, sonra 'Biz senin büyükelçini kabul etmeyiz' dedi Mısır.
IŞİD, El Kaide, Nusra gibi örgütlere silah gönderilmemeli.
Dış politika böyle giderse iç politika da etkilenir. AKP, terör örgütüne yardım ve yataklık yapan bir partidir. Beni mahkemeye vermiyorlar çünkü ispat edeceğiz mahkemede.
Terörle savaşıyorlar. E daha dün aynı masadaydın.
AKP Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ şunları söylüyor: PKK 200 ton bombayı şehirlere yerleştirdi. Peki bu yerleştirilirken bu ükeyi kim yönetiyordu?
296 şehidimiz geldi. Son 19 yılda böyle bir sayı gelmedi. Sonuncusu Yayladağ’da kafası kesildi.
290 defa “Şurada terör örgütü var” diyorlar. 282 defa “Dokunmayın” diyor.
2015’te çıktılar Erdoğan “Evet valilere biz söyledik. Terör örgütü mensuplarına” dokunmayacaksınız dediler. Bu yardım ve yataklık değil mi ?
Türkiye'yi şamar oğlanı yaptılar. Kabile reisleri bile tehdit ediyor. Bir de millilikten bahsediyor. Sana ne İhvan'dan? Sana ne Vahabilikten ?
Bu partinin genlerinde Kuvay-ı Milliye genleri var. Sen istediğin kadar baskı kur."
Kaynak: Al Jazeera